Son 25 Yıla Damgasını Vuran 25 Buluş

 

Son 25 yılda insan hayatını en fazla etkileyen 25 buluş sıralamasında, internet ilk sırayı aldı. Gençler arasında yaratıcılığı teşvik etmeyi amaçlayan Massachusset Teknoloji Ensititüsü Lemelson Programı tarafından CNN International için oluşturulan bir teknoloji uzmanları heyeti, son 25 yılda insan hayatını ve dünyayı en fazla etkileyen buluşları sıraladı.

İnterneti ilk sırayı yerleştiren uzmanlar, son yılların bazı icatlarının geçmişteki bilim-kurgu yazarlarının fikirlerine dayandığını kaydettiler. Uzmanlar, dördüncü sırada yer almakla birlikte, fiber optiğin icat edilmemiş olması durumunda bugün dünyayı bir küresel köye çeviren pek çok teknolojik yeniliğin mümkün olamayacağına dikkat çektiler.
Son 25 yılın buluşları listesi, önemlerine göre şöyle sıralanıyor:

  1. İnternet
  2. Cep telefonu
  3. Kişisel bilgisayar
  4. Fiber optik
  5. E-posta
  6. Ticari GPS (Küresel Konuşlandırma Sistemi)
  7. Taşınabilir bilgisayarlar
  8. Hafıza depolama disketleri
  9. Tüketicilere yönelik dijital fotoğraf makinası
  10. Radyo frekanslı kimlik etiketleri
  11. MEMS (Mikro Elektro Mekanik Sistemler)
  12. DNA testleri
  13. Hava yastıkları
  14. ATM
  15. Gelişmiş piller
  16. Melez (Hibrid) otomobiller
  17. OLED (Organic light-Emitting diode: Organik ışık-Yayıcı diyot)
  18. Görüntü panelleri
  19. HDTV (Yüksek çözünürlüklü televizyon)
  20. Uzay mekiği
  21. Nanoteknoloji
  22. Yapay hafıza
  23. Sesli posta
  24. Modern işitme cihazları
  25. Kısa Menzilli, Yüksek Frekanslı Radyo.

www.devpatent.com

Dev Patent

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:05+03:00Salı, Ocak 14, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Son 25 Yıla Damgasını Vuran 25 Buluş için yorumlar kapalı

Ampulün Buluş Hikayesi

 
Edison bir dinleme gezisi sırasında metal fabrikatörü ve Amerika dinamo makinesinin imalatçısı Willam Wallace’ın yaptığı yeni elektrik lambasını gözden geçirmeye davet edildi. Edison tahta çerçeveyle hareket eden iki koldan ibaret basit cihazın karşısına grafit plaka iliştirilmişti.Her iki plakayı birleştiren elektrik akımı ve mavi ışık yayı gibi görünüyordu.Gözleri kamaştıran bu alev, grafit plakaları çabucak eritiveriyordu.

Edison bu sahneyi konuşmadan seyrediyordu.Elektrik ışığı! Cidden büyük fikirdi bu! İnsanlık öteden beri geceyi gündüze çevirmeye uğraşmış; bunun için mum,yağ ve nihayet 19.yüzyılın başından beri hava gazı kullanmıştı.Madem ki bilim insanlığa elektriği hediye etmişti.Elektriğin ideal bir enerji kaynağı olduğu meydandaydı. Fakat Wallece’in metodu Edison’a doğru bir yol görünmüyordu.Yanındakilere döndü ve “Zannedersem ben daha iyisini yaparım” dedi.

Edison’un 40-50 iş arkadaşıyla işe koyulma tarzı, bilim araştırmaları tarihinde eşsizdir.Ara vermeden çalışıyorlardı.Atölyede yapılan ufak cam ampullerin içerisindeki hava,elektrik akımının kızgın hale getireceği maddenin yanmasına engel olmak için boşaltıyordu. Fakat esas mesele bu maddenin ne olacağı konusundaydı.Kimi maddeler çok az dayanabiliyor, kimileri çok pahalıya mal oluyordu. Halbuki Edison öylesine ucuz bir lamba yapmak istiyordu ki,herkes alıp evine takabilsin.Kömürleştirme işleminden geçmiş mukavva, hindistan cevizi kabuğu, mantar, hatta labaratuarı gezmeye gelen bir misafirin kızıl sakalından bir iki tel bile denendi.

Durmadan çalışmak yüzünden Edison’un gözleri yanıyor, dayanılmaz sancılar veriyordu. Ama o bunları kimseye söylemiyor, sadece hatıra defterine kaydediyordu.

Peşpeşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı “Artık bu işten vazgeçsek!” deyiverdi.

“Niçin?”

“Çünkü şu ana kadar iki bin deney yaptık ve hiçbir sonuç alamadık!”

1879 Kasım’ında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir proyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu.Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu.Birden yerinden fırladı, laboratuvara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. ” Böylesini acaba ceyran nakledici olarak kullandık mı hiç? Demek kullanmadık!Öyleyse gidin bir yumak ip alın,ufak parçalar halinde kesin, kömürleştirin ve lambalarınızı takın.”

Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen dediğini yaptılar.Edison’un bu fikri, bu sahadaki çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare olarak görülüyordu.

Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bu hassas ipliklerden biri kırılmadan lambaların birine takılabildi.Lambanın havası hemen boşaltıldı.Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığı meydana geldi.Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıyorlar.Acaba ne kadar sürecekti?Ampul saatlerce sönmedi.Süren çalışmalar sonunda elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak,binlerce sayaç yerleştirmek,duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti.

4 eylül 1882’de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik hallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.

Edison devrinin en büyük merakısı ilan edildi.Herkes sadece lambaları değil,onu da görebilmek için akın etti. Edison’u tanımayan kimse kalmadı.

Dev Patent

 

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:05+03:00Salı, Ocak 14, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Ampulün Buluş Hikayesi için yorumlar kapalı
Go to Top