Fikri Mülkiyet Koruması ve Lisanslama Yoluyla Teknolojinin Ticarileştirilmesi Eğitimi

26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü vesilesiyle Türk Patent Enstitüsü ve Teknoloji ve Lisans Yöneticileri Derneği işbirliği ile TPE’de “Fikri Mülkiyet Koruması ve Lisanslama Yoluyla Teknolojinin Ticarileştirilmesi” konulu eğitim düzenlendi.

Etkinliğin açılışında konuşan TPE Başkanı Prof. Dr. Habip ASAN, fikri mülkiyet haklarıyla ilgili dünya çapında böyle bir günün kutlanıyor olmasının, konunun başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, uluslararası otoriteler tarafından ne kadar ciddiye alındığının açık bir göstergesi olduğunu ifade etti. Etkin ve işleyen bir fikri mülkiyet sisteminin varlığının, sadece konuyla ilgili kurumların değil toplumun tüm kesimlerinin üst seviyede farkındalık sahibi olmasını gerekli kıldığına dikkat çekti.

Türk Patent Enstitüsü’nün 2005 yılından bu yana Dünya Fikri Mülkiyet Gününü çeşitli etkinliklerle kutladığını söyleyen Prof. Dr. Habip ASAN, bu yıl da, bugün vesilesiyle son zamanların oldukça sıcak bir konusu olan fikri hakların ticarileştirilmesi ve lisanslanması konusunda önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptığını belirtti.

Prof. Dr. Habip ASAN, bilimsel, teknolojik ve yenilikçi faaliyetlerin en somut çıktıları olan sınai mülkiyet haklarının, küresel rekabetin en etkili araçlarından biri haline geldiğini vurgulayarak, Türkiye’nin sınai mülkiyet başvurularında bulunduğu konum ve başvuru sayıları hakkında bilgiler aktardı.

Bir ülkenin kendi iç dinamiklerine uygun bir şekilde tasarlanmış, etkin işleyen bir sınai mülkiyet sisteminin, o ülke için çok büyük bir rekabet avantajı anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. Habip ASAN, sınai mülkiyet haklarıyla ilgili olarak halihazırda TBMM Komisyonlarında çalışmaları devam eden Kanun Tasarısından da söz ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizde son dönemde yapılan sınai mülkiyet başvuru sayıları, ülke olarak bu konuda belirli bir farkındalık düzeyine ulaştığımızı açıkça ortaya koyuyor. Bundan sonra artık çok daha nitelikli bir sınai mülkiyet üretim yapısına geçmemiz gerekiyor. Bu Kanun Tasarısıyla bu yönde önemli değişiklikler yapıyoruz.Örneğin incelemesiz patent uygulamasını kaldırıyoruz, faydalı model başvurularına araştırma raporu koşulu getiriyoruz, itiraza dayalı olan bir sistem olan tasarım tescil sistemine yeni olmadığı anlaşılan tasarımların re’sen reddedilmesi uygulamasını getiriyoruz. Sınai mülkiyetin tüm bileşenleri ve aşamalarında olumlu gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, sınai mülkiyet haklarıyla ilgili yasal çerçeveyi daha sağlam bir zemine oturtacak olan bu Kanun Tasarısının kısa bir sürede yasalaşmasının bekliyoruz.”

“Kanun Tasarısıyla Üniversite mensuplarının buluşlarında hak sahipliğiyle ilgili yeni bir yapıya geçerek, buluşların tescil edilme ve ticarileştirme süreçlerini daha profesyonel ellere teslim ederken, aynı zamanda bu buluşlardan elde edilecek gelire buluş sahibi öğretim üyelerini ortak ediyoruz.”

Türkiye olarak, sınai mülkiyet üretimi konusunda önemli bir mesafe kat edildiğini, bundan sonra fikri hakların ticarileştirilmesine yönelik mekanizmaların etkin bir şekilde işletilmesine odaklanılması gerektiğini, söyleyen Prof. Dr. ASAN, bugünkü etkinliğin tüm ilgililer nezdinde farkındalığın ve bu alanda faaliyet gösteren ve gösterecek profesyonellerin bilgi düzeyinin arttırılması açısından önem taşıdığını söyledi.

Ayrı salonlarda iki grup şeklinde düzenlenen, konuyla ilgili kamu ve özel sektörden yaklaşık 80 kişinin katılım sağladığı eğitimin sonunda katılımcılara katılım sertifikası verilecek.