‘Markam 2023’ Zirvesi

International Business School (ITEC) tarafından düzenlenen, Türk Patent Enstitüsü’nün de destek verdiği Ankara Marka Zirvesi’nin üçüncüsü bugün Ankara Sheraton Otel’de yapılıyor.

Prof. Dr. Habip ASAN, “Markam 2023” zirvesinde yaptığı konuşmada, ülke olarak 2023 yılına odaklandığımız bir dönemde gerçekleştirilen bu etkinliğin temasının “Markam 2023” olarak belirlenmiş olmasının son derece olumlu olduğunu belirterek, “Hiç kuşkusuz, 2023 yılının ülkemiz açısından çok büyük bir sembolik anlamı var. Bin yıllara dayanan köklü bir devlet geleneğine sahip olmamıza karşın, modern anlamda Türkiye Cumhuriyetimizin tarih sahnesinde bir yüzyılı devirecek olması, basitce geçiştirilecek bir olay değil. Hafızası olan her toplum için böyle bir tarihin önemli olduğu aşikârdır” dedi.

2023 yılı için ortaya konulan hedeflerin herhangi bir stratejik plan dönemi için konulan hedeflerle mukayese edilemeyeceğini, söyleyen Prof. Dr. Habip ASAN, bu nedenle, uzun vadeli hedeflerimize ulaşma noktasında, kalıcı çözümler üretmek, etkin işleyen mekanizmalar geliştirmek ve bütün rekabet araçlarını etkin bir şekilde kullanmak zorunda olduğumuzu ifade etti.

Markalaşma için etkin araçlar geliştirilmesi ve bunların etkin şekilde kullanılması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. ASAN, işletmelerin ürünlerini veya hizmetlerini tanıtırken, diğer firmalarınkinden ayırt etmek zorunda olduklarını söyledi.

Bu ayrım için en etkili yolun marka ve markalaşma olduğunu dile getiren Prof. Dr. ASAN, Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında 10 küresel marka yaratma hedefi bulunduğunu anlattı. Türkiye’nin nitelikli buluşlarla ve yöresel özellikleri coğrafi işaretlerle koruyarak markalaşacağına işaret eden Prof. Dr. ASAN, şunları kaydetti:

“Marka başvuruları konusunda ülkemizin dinamizmine şahit olmaktan son derece memnunuz. Aralık 2012’de Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı tarafından yayımlanan Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri Raporu’na göre, ulusal ve uluslararası düzeyde patent, marka ve tasarım performansına göre, genel klasmanda 16. sırada yer alıyoruz. Ancak ulusal düzeyde performanslara göre ise dünyada 9. sıradayız. 2012 yılı itibariyle 110 binin üzerinde marka başvurusu ile Avrupa’da en fazla marka başvurusunun yapıldığı ülke konumundayız. Bu sayılar tek başına markalaşma düzeyini yansıtmıyor olabilir. Ancak bu veriler marka konusunda ülkemizin önemli bir farkındalık düzeyine eriştiğimizi gösteriyor.”

Prof. Dr. Habip ASAN, TPE olarak Türkiye’nin 2023 hedeflerine paralel bir şekilde yılda 50 bin yerli patent başvurusunun yapıldığı ve dünyada yerleşmiş Türk tasarım imajına sahip bir ülke haline gelmesini amaçladıklarını söyledi. Prof. Dr. ASAN, şöyle devam etti:

“Katma değeri yüksek buluşlar üretme noktasında üniversitelerimizi sınai mülkiyet sisteminin içerisine aktif bir şekilde dahil etmek için ve üniversite patentlerini artırmak için yoğun girişimlerimiz var. TBMM’ye sevk edilen ve sınai mülkiyet sisteminin bütününe yönelik iyileştirmeler içeren kanun tasarısının komisyonlarda görüşülme süreci hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu tasarının yakın bir zamanda yasalaşmasını bekliyoruz.”

Zirveyi organize eden ITEC Eğitim ve Danışmanlık Kurucu Başkanı Akın YILMAZ, Markam 2023’ün, Türk markalarının 10 yıl içinde gelmesi gereken hedefleri ortaya koyduğunu ifade etti.

Dünya Yaşlılık Derneği Başkanı Umut ÇINAR, “Ayaş’ta kurduğumuz ekolojik yaşam çiftliklerini Haziran, Temmuz’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızla açacağız” dedi.

&s tarafından.|2013-04-04T21:55:08+03:00Perşembe, Nisan 4, 2013|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|‘Markam 2023’ Zirvesi için yorumlar kapalı

Sanatçı Ajda PEKKAN’a ‘Tüm Zamanların Değişmeyen Sanat Markası Ödülü’

Sanatçı Ajda PEKKAN, ‘Tüm Zamanların Değişmeyen Sanat Markası Ödülü’nü aldı.

PEKKAN’a ödülü, Sheraton Otel’de düzenlenen “Markam 2023” marka zirvesinde Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip ASAN verdi.

Prof. Dr. Habip ASAN, “Ajda PEKKAN’a bu ödül az aslında kendisine ‘tüm zamanların değişmeyen süperstar markası’ ödülünü vermemiz gerekiyor” dedi.

Ödülü almanın çok güzel olduğunu belirten PEKKAN, sanat hayatının başında markalaşma gibi bir fikrinin bulunmadığını söyledi. Buna karşın her zaman farklı olmayı, kendisini güncel tutmayı amaçladığını vurgulayan PEKKAN, ödülü bu nedenle çok anlamlı bulduğunu ifade etti.

“Marka insanların algısı, inançları, fikirleri ve beklentileridir” diyen PEKKAN, “Marka bir vaat, farklılaşmayı sağlayan, karmaşayı azaltan bir şey. Ben sanat yolunda ilerlerken, aklımda ne marka olmak vardı ne de bu markayı yönetmek. Ama aklımda önemli ve kayda değer faklı şeyler vardı elbette. Farklı olmak, özgün olmak, sürekli güncel kalmak ve her gün yeni şeyler öğrenmek, öngörülü olabilmek, hayranlarımın bana inanması ve güven kazanabilmek. Ben Ajda PEKKAN, size marka konusunda söyleyebileceğim son şey, markanın elle tutulabilir olduğudur, Ajda PEKKAN bir marka ise bu markayı hayranları yarattı. En doğrusu markayla ilgili hayranların konuşmasıdır” dedi.

PEKKAN, sanata başladığı yıllarda sektörel altyapının olmadığını ve her şeyi öğrendikleriyle yaptığını dile getirerek, “İki Ajda PEKKAN var: Biri Ajda’nın menajeri, diğeri ise karşınızda” dedi.

Hayatının bazı dönemleriyle ilgili de konuşan PEKKAN, bugün geldiği noktayı genç düşünmeye ve içindeki enerjiye borçlu olduğunu vurguladı.

Ayrıca, zirvenin “Sinema Tiyatro Buluşmaları” başlıklı oturumunda sanatçılar Haldun DORMEN ile Engin Altan DÜZYATAN birikimlerini katılımcılarla paylaştı.

&s tarafından.|2013-04-04T21:39:14+03:00Perşembe, Nisan 4, 2013|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Sanatçı Ajda PEKKAN’a ‘Tüm Zamanların Değişmeyen Sanat Markası Ödülü’ için yorumlar kapalı

Yurtdışı İşlemleri

Markanız , patent/faydalı model veya endüstriyel tasarım tescil başvurusu yaptığınız tüm buluşlarınız sadece başvuru yapılan ülkeyi kapsar. Diğer ülkelerde de bir koruma sağlamak istiyorsanız, marka, patent/faydalı model ve endüstriyel tasarımlarınızın uluslar arası başvurularını da yapmanız gerekmektedir.

Yurtdışında faaliyetiniz varsa veya olacaksa,ithalat ihracat yapıyorsanız,distribütör firmaysanız, yurtdışına açılmak istiyorsanız , kısacası uluslar arası bir vizyona sahipseniz , yurtdışı başvurularını da gerçekleştirmeniz gerekmektedir.Size sağlanmış olan bu hakları kullanmak firmanızın geleceği için büyük fırsatlar yaratmaktadır, ve tescilli olmayan marka veya ürünler beraberine büyük riskler de taşımaktadır. Tescilli olmayan marka , patent/faydalı model veya tasarımlarınızla ilgili gümrüklerde problem yaşayabilirsiniz,diğer ülkelerde mallarınızın satışı konusunda sorunlar yaşayabilir hatta mallarınıza el konabilir. Tüm bu sıkıntıların size getireceği maliyetler de , başvuru maliyetlerinin kat kat üzerinde olacaktır.

Dev Patent tüm uluslararası başvurularınızla ilgili olarak başvuru ,takip ve hukuki işlemler ile ilgili size yardımcı olacaktır.

&s tarafından.|2013-04-02T11:26:45+03:00Salı, Nisan 2, 2013|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Yurtdışı İşlemleri için yorumlar kapalı

Patent Nedir?

Patent , teknik bir alanda ,tekniğin bilinen durumunu aşan ,daha önce benzer alanlarda yapılmış icatlardan farklı, ve sanayide seri üretime uygun olan buluşlar için verilmektedir. Eğer buluşunuzun bu kriterlere uygun olduğunu düşünüyorsanız ,buluşunuzun başkaları tarafından kullanılmaması ,taklit edilmemesi için Türk Patent Enstitüsü’ne müracaat edilerek tescil edilmesi gerekmektedir.Aksi takdirde:

Rakip firmalar ürününüzü taklit yoluna gidebilir belki de daha düşük fiyatlarla ürününüzü piyasaya sunarak pazar payınızı düşürür,

Diğer şahısların sizin buluşunuzu yaparak sizin üstünüzde yaptırım uygulamaya çalışması mümkündür. Bunun aksini ispatlamanız da ortada bir başvuru olmadığından mümkün olmayacaktır.

&s tarafından.|2013-04-02T10:31:55+03:00Salı, Nisan 2, 2013|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent|Patent Nedir? için yorumlar kapalı

OHSAS 18001 NEDİR?

Müşterilerin ve tüketicilerin, ürün ve hizmet almakta oldukları kuruluşlardan olan beklentileri giderek artış göstermektedir. Artık sadece kaliteli ürün veya hizmet sunmak yetmemekte, bunun yanı sıra kuruluşlardan sosyal sorumluluklarını da yerine getirmeleri beklenmektedir.

Bu beklentiler, klasik “kalite” tanımlarının da geçerliliğini yitirmesine sebep olmuş; tanımlarda, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ifadeler geçmeye başlamış ve tanım, sosyal sorumlulukların eklenmesi ile birlikte genişletilmiştir. Artık “kalite” denilince, kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata ne derece uygun olduğu, ilgili taraflar için güvenli ve sağlıklı çalışma ortamını oluşturup oluşturmadığı ve bu ortamı sürekli iyileştirip iyileştirmediği de sorgulanmaktadır.

Çalışma ortamları, yapılan işlemlerden ve kullanılan, üretilen maddelerden kaynaklanarak, kişisel sağlık ve güvenlik riskleri oluşturan çeşitli ortam faktörleri ile doludur. Günlük yaşantımızın ortalama üçte birini geçirdiğimiz işyerlerimizde daha sağlıklı ve güvenli şekilde yaşamamız için alınması gereken tedbirlerde her çalışanın ve yöneticinin temel sorumluluğu bulunmaktadır. İnsana yaraşan bu güvenli ortamları sağlayabilmek ancak bu husustaki kuralları yaşam tarzı olarak benimsemekle sağlanabilir.

Çalışanlar için tüm yönleriyle sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulamaması, çalışma hayatının günümüzdeki en önemli sorunlarından biri durumundadır. Birçok ülkede, özellikle bizim gibi sanayileşme yolunda ilerleyen ve gelişmekte olan ülkelerde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir takım sorunlar ortaya çıkmakta, bu sorunlar çalışanların sağlığı yanında iş verimini de etkilemektedir. Hem üretim hem de hizmet sektörlerinde, işyerlerini çalışanlar için sağlıklı ve güvenli hale getirmek, kanunlarca zorunlu kılınmıştır. İşte tam bu noktada, Occupational Health and Safety Assessment Series ifadesinin baş harflerinin bir araya getirilmesi ile kısaltılan ve Britanya Standartları Enstitüsü (BSI) tarafından 1999 yılında yayımlanan OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı, bu zorunluluğu yerine getirmede yardımcı olabilecek, tetkik edilebilir ve uluslararası platformda kabul gören bir standart olarak karşımıza çıkmaktadır.

OHSAS 18001 her türde sektöre ve faaliyetleri tüm organizasyonlara uygulanabilen, iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin kuruluşların genel stratejileri ile uyumlu olarak sistematik bir şekilde ele alınıp sürekli iyileştirme yaklaşımı çerçevesinde çözümlenmesi için kullanılan etkin bir araçtır. Bu standart yardımıyla iş sağlığı ve güvenliği risklerinin belirlendiği, analiz edildiği ve önlemlerle asgari seviyeye indirildiği, yasal mevzuata uyumlu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hedeflerin bulunduğu ve bunların gerçekleştirilmesi için uygulamaların hayata geçirildiği bir yönetim sistemi kurmak mümkündür. Bu sayede çalışanlar acil durumlara hazır, iş sağlığı ve güvenliği performansını izleyen, izleme sonuçlarını iyileştirme faaliyetlerini başlatmak için kullanan, faaliyetlerini denetleyen, yaptıklarını gözden geçiren ve dokümante eden bir kuruluşta iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine gereken önemi veren bir sistemin parçası olacaklardır.

OHSAS 18001’in temel amacı; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasal mevzuatın ışığı altında, kuruluştaki söz konusu riskleri ortadan kaldırarak veya en aza indirerek, sağlıklı, güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak ve bu ortamı yönetmektir. Daha detaylı anlatmak gerekirse OHSAS 18001’in üç ana başlıkta toplayabileceğimiz amaçları şunlardır:

1) Çalışanları korumak: Çalışanları işyerinin olumsuz etkilerinden korumak, rahat ve güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak iş sağlığı ve güvenliğinin ilk amacıdır.
2) Üretim güvenliğini sağlamak: İş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle oluşabilecek iş gücü ve iş günü kayıplarının en aza indirilmesi, dolayısıyla iş veriminde artışın sağlanmasıyla üretimin (ürün ve/veya hizmet) korunması iş sağlığı ve güvenliğinin amaçlarından biridir.
3) İşletme güvenliğini sağlamak: Çalışma ortamlarında alınan tedbirlerle, işletmeyi tehlikeye sokabilecek yangın, patlama, makine arızaları […]

&s tarafından.|2013-04-02T01:24:20+03:00Salı, Nisan 2, 2013|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler|OHSAS 18001 NEDİR? için yorumlar kapalı
Go to Top