Patentlerin Önemi Nedir?

Patentlerin öneminin başında buluş sahiplerine verdiği tekel hakkıyla sanayinin ve teknolojinin önünü açması gelmektedir.

Patent dosyaları teknoloji için en önemli bilimsel kaynakların başında gelmektedir. Üniversitelerde yapılan ve patentle korunmayan bilimsel araştırmalar üniversite arşivlerinde araştırmacıların kendilerini bulmasını beklerken, milyonlarca patent dosyası günümüzde teknik bir kaynak olarak internet ortamında araştırmacaların kolayca ulaşabileceği bilimsel kaynak haline gelmiştir. Patent literatürü başka hiç bir yerden erişemeyeceğiniz teknik bilginin en geniş tek vücududur. Küresel olarak, 40 milyon patent yayınlanmakta ve her yıl ortalama 1,5 milyon yeni patent dosyalanmaktadır.Dünyadaki teknik bilginin %80’i patent dosyalarında mevcuttur.

Patentler şirketler için fuar görevi görür.

Patentler teknolojik bir istihbarat aracıdır.

Patentler bir buluşun tüm detaylarını açıkça verir: açıklamalar, çizimler, şemalar, kimyasal yapılar, genetik zincirler.Bu nedenle bilimin ve sanayinin gelişmesi için bilgi sağlar.

 

Dev Patent

www.devpatent.com

02122115060

&s tarafından.|2015-12-10T13:14:02+02:00Pazartesi, Şubat 24, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Patentlerin Önemi Nedir? için yorumlar kapalı

ŞİRKETLERDE FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET STRATEJİLERİ

Fikri ve Sınai mülkiyet varlıkları şirketlerin en önemli varlıklarıdır. Bu varlıkların şirketlerin en önemli sermayeleri olduğundan da hiç şüphe bulunmamaktadır. Bu varlıklar çok iyi yönetilerek rakiplere karşı, rekabet avantajı sağlanabilir, şirketlere normal ürün gelirlerinin haricinde ayrıca ek gelirler sağlanabilir. Burada önemli olan husus, şirket içinde YENİLİK KÜLTÜRÜ OLUŞTURMAK üzere çalışmaların yapılmasıdır.
Bir çok kişi yeniliklerin sadece ileri teknoloji şirketlerinde ve çok büyük sermayeli şirketlerde yapılabileceğini düşünmektedir, ancak durum sanıldığı gibi değildir Dünyanın değişik ülkelerindeki ve ülkemizdeki patentlere ve faydalı modellere baktığımızda belirli bir oranını çok büyük teknoloji şirketleri ve uluslar arası çalışan şirketler almasına rağmen , yüz binlerce patent ve faydalı modelin küçük ölçekli firmalar hatta bireysel buluşular tarafından tescil ettirildiğini ve bu buluşlardan yüksek miktarlarda lisans ücretleri kazandıkları da bilinen bir gerçektir.

İster büyük , ister küçük ölçekli bir firma olsun, şirketin istikrarlı büyümesi , fark oluşturması ve rekabet edebilmesi için mutlaka Fikri ve Sınai Mülkiyet Stratejisi olması gerekmektedir. Şirketler için Fikri ve Sınai Mülkiyet Stratejilerinde kullanabilecekleri ve değerlendirecekleri 3 Stratejiyi dikkatinize sunuyoruz. Bu 3 stratejiyi kullanan firmalar rakiplerine fark atmada sürekli önde olacaklardır.

1-Fikri ve Sınai Mülkiyet Varlıklarını anlayarak işe başlayın:

Markalar, patentler,faydalı modeller , endüstriyel tasarımlar,ticari sırlar, telif hakları gibi bir çok fikri ve sınai mülkiyet hakkı çeşidi bulunmaktadır. Bu varlıkların her birinin korunması ayrı kanun ve prosedürlere tabidir. Şirketler bu varlıklardan hangilerinin , portföylerinde bulunduğunu ve korumalarını nasıl yaptıklarının iyi tespit etmelidir.

2-Şirketiniz için uygun Fikri ve Sınai Mülkiyet Çeşitlerini Belirleyin :

Şirketiniz için en uygun fikri ve sınai mülkiyet çeşidi hangileriyse onları belirleyin ve onları geliştirmek ve portföyünüzü genişletmek üzere hedefler belirleyin. Örneğin şirketiniz bir makine firmasıysa; Sizin için en önemli varlık patent portföyünüzün genişliği olacaktır. Eğer bir yazılım firması iseniz en önemli varlıklarınız telif hakkına sahip olduğunuz yazılımlarınız olacaktır.

3-Yönetim Kadrosu ve Tüm Personelinize Yenilik Kültürü Aşılayın ve Yenilikleri Teşvik Edin:
Ürün geliştirme konusunu sadece Ar-Ge departmanıyla sınırlamayın. Yönetim kadrosu dahil bütün personelinize yenilik kültürü aşılayın ve üretimde, iş süreçlerinde, tasarruf da her türlü işlerinde yenilik yapmalarını teşvik edin, yaptıkları yenilikleri ödüllendirin.

Kısacası rakiplerinize fark atmak ve daha çok kazanmak için sürekli yenilik yapın, yenilikleri teşvik edin.

Dev Patent

Dev Patent Marka ve Fikri Haklar Dan. Tic Ltd. Şti
Barış BOZKURT
www.devpatent.com
02122115060

 

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:05+03:00Pazartesi, Şubat 24, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|ŞİRKETLERDE FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET STRATEJİLERİ için yorumlar kapalı

Lastik ve Mucidi

 

Mucit: Charles Goodyear Tarih: 1844
Kaza: Kızgın ocağa atılan kauçuk…

 

 
Amerikalı Charles Goodyear, 10 yıldan beri ham kauçuğu daha sağlam ve elastik hale getirmenin çarelerini arıyordu. Bu onda bir takıntı halini almıştı ve hatta ödenmemiş borçları nedeniyle hapse bile girdi.
Goodyear bu konuda her şeyi denemişti; karışımına kükürt bile eklemişti. Ne var ki, bu karışımı kızgın ocağa atıncaya kadar hiçbir sonuç elde edemedi: Kauçuk erimiyordu…
Bunu gece boyunca dışarıya çivileyen Goodyear, ertesi gün karışımın oldukça esnek olduğunu fark etti.
Kükürtle sertleştirme yöntemine, Romalılar’ın ateş tanrısından esinlenerek, “Vulkan” adını verdi (vulkanizasyon).
Yöntemin Amerika’daki patentini almayı başardı, ancak Fransa ve İngiltere’den yasal formaliteler nedeniyle patent alamadı.
Goodyear, Paris’te borçları nedeniyle hapis yattıktan sonra Amerika’ya döndü.
Patentleri ortakları tarafından yağmalandığından yoksulluk içinde öldü. Ancak en azından “Goodyear Tyre” ve “Rubber Company” gibi şirketler onun isminin gelecek kuşaklar tarafından da anılmasını sağladı…

 

www.devpatent.com

Dev Patent

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:05+03:00Pazartesi, Şubat 10, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Lastik ve Mucidi için yorumlar kapalı

Post-it Kağıdı

 

Mucit: Dr. Spencer Silver
Tarih: 1974
Kaza: Kutsal bir ilham ve hatalı üretim…

 

 

 

 
“3M” bilim adamlarından Dr. Spencer Silver, 1970′lerin başlarında dayanıksız yapıştırıcıyı bulduğunda, bunu işe yaramaz bir buluş olarak değerlendirmişti…
Bundan yıllar sonra, meslektaşı Art Fry, bir kilisede ilahi kitabındaki ayracın bir türlü istediği yerde durmaması üzerine oldukça sinirlendi. Anlamsız vaazlardan mı yoksa kutsal bir ilhamdan mı bilinmez, kafasını bu konuya yormaya başladı ve birden aklına meslektaşının işe yaramayan buluşu geliverdi…
Bu sayede ayıracın kitaba yapışmasını sağlayacak, ancak çıkarttığında da kitaba zarar gelmeyecekti. Post-it kağıdı tabii ki bir gecelik başarının ürünü değil… 3M’in ortaya attığı bu örnek, büro malzemeleri içinde vazgeçilmezler arasında yerini aldı…

www.devpatent.com

 

Dev Patent

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:05+03:00Pazartesi, Şubat 10, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Post-it Kağıdı için yorumlar kapalı

Fotoğraflama Yöntemleri

 

Mucit: Louis-Jacques Daguerre
Tarih: 1838
Kaza: Dağınık laboratuvar dolabı…

 

 

 

 

 

Bu rastlantısal buluşun nedeni kırık bir termometre…
Louis Daguerre, karanlık odada, gümüş iyodür levhada açığa çıkan görüntüyü sabitlemenin yollarını arıyordu. 1938 yılında bir gün, farklı kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhası koydu.
Bunu tekrar dışarı çıkardığında görüntü belirginleşmişti. Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu.
Bunun üzerine levhaları yerleştirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dışarı çıkarttı. Dolabı boşaltmasına rağmen hala aradığı maddeyi bulamamıştı. Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmış termometreden dökülmüş civayı fark etti… Gümüşlü levha üzerine alınan görüntü (daguerreotype), modern fotoğrafçılığın başlangıcı oldu… Yerini ancak on yıl sonra negatif ve, pozitif film sürecine bıraktı.

Dev Patent

www.devpatent.com

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:05+03:00Pazartesi, Şubat 10, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Fotoğraflama Yöntemleri için yorumlar kapalı
Go to Top