Marlboro Markasının İnanılmaz Başarı Hikayesi

 

 

Marlboro markasını bilmeyenimiz yoktur. Marka değeri milyar dolarları bulan bu markanın bugününe ulaşma hikayesi oldukça ilginç;

Evvel zaman içinde, Marlboro adında bir tütün fabrikası varmış. İflasın eşiğinde olan bu fabrikaya birgün bir adam gelmiş ve satışları 3 ay içerisinde 3 katına çıkartabileceğini, eğer çıkartırsa şirkete ortak olacağını, söylediğini yapamazsa da hayatı boyunca fabrikada bedava tütün sarabileceğini söylemiş. Çaresizlik içerisinde, kaybedecek hiçbirşeyi olmayan fabrika sahipleri de bu adamın dediğini kabul etmişler. Adamın bunlardan istediği şey boş Marlboro paketleriymiş. Fabrika’da da bu boş paketlerden istemediği kadar çok varmış. Adam temin ettiği bütün paketleri tek tek ayağıyla ezmiş ve 3 ay boyunca Amerika’nın farklı bölgelerine ezilmiş boş paketleri uçaktan attırtmış. Amerikan halkı sabah uyandıklarında boş Marlboro paketlerini görünce bu kadar çok Marlboro içiliyorsa vardır bunda birşey diyerek Marlboroları satın almaya başlamışlar. Şirketin satışları o ay 5 kat artmış. Adam da şirkete ortak olmuş tabiki. Evet doğru bildiniz; bu adam Philip Morris’den başkası değilmiş.

 

Dev Patent

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:06+03:00Cuma, Ocak 10, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Marlboro Markasının İnanılmaz Başarı Hikayesi için yorumlar kapalı

İSG ve İnovasyon

İnovasyon; yeni fikirleri (ürün, metot veya hizmet gibi) değer yaratan çıktılara dönüştürme sürecidir. Bu süreç iki temel basamaktan oluşur. İnovasyon sürecini başlatması bakımından önem arz eden ilk basamak; yeni ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasıdır. Emek ve yatırım gerektiren ikinci basamak ise ortaya çıkartılan yeni ve yaratıcı fikirlerin ticarileştirilmesi, başka bir deyişle katma değer yaratan ürün, metot veya hizmetlere dönüştürülmesidir.
En basit tanımıyla inovasyon, farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamaktır. Bu fikirler, daha önce çözülmemiş sorunları çözmek veya daha önce karşılanmayan ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla geliştirilebilir. Ya da zaten var olan pek çok ürün ve hizmeti daha güzel, daha kullanışlı, daha çok insanın işine yarayacak hale getirmeyi amaçlayabilir. Bu fikirlerin hayata geçirilmesi ve ortaya ürün, hizmet veya iş yapış yöntemlerinin çıkarılmasıyla ve ardından bu ürün ve hizmetlerin satılmaya veya iş yapış yöntemlerinin uygulanmaya başlanmasıyla inovasyon yapılmış olur.
İnovasyon, bir ülke için sürdürülebilir büyüme, toplumsal gönenç ve artan iş olanakları anlamına geldiğinden,inovasyon için gereken ortamın oluşturulması devletler için birinci öncelik olarak kabul edilir. Bu da başarıyla çalışan bir sistemin kurulmasını ve etkin politikaların tasarlanıp uygulanmasını gerektirir. İnovasyonda sistem yaklaşımı, hem bilginin üretilmesi hem de yayılarak uygulanması süreçlerini kapsadığından politikanın odağı, kurumlar arasındaki etkileşime dayanır. ‘Ulusal inovasyon sistemi bu kurumlar bütününü ve aralarındaki bilgi, finansman ve regülasyon akışını tanımlayan dinamik bir sistemi ifade eder.
İnovasyon kelimesi bazen yaratıcılık ile karıştırılmaktadır. Türkçe’ye yenilikçilik veya yenilik olarak aktarılmaya çalışıldıysa da bu kelimeler inovasyonu ifade edememektedir. İnovasyon, yeni fikirlerin ticari bir yarara dönüştürülmesi sürecidir. Yani yaratıcılığın, ticari ustalıkla birleştirilmesidir. İnovasyon geleceği yaratmakla ve sürdürülebilir kârlı büyüme sağlamakla ilgilidir.
Firmaların inovasyon yeteneklerini ve başarımlarını belirleyen politikaların etkinliği, bu politikaların yönetimiyle doğrudan ilişkilidir. Yönetişim, diğer tüm politika alanlarında olduğu gibi, inovasyon politikasında da, tasarlama ve uygulamada şeffaflık ve açıklığı; ilgili tüm aktörlerin katılımlarını ve sorumluluk üstlenmelerini ifade eder.
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi
OHSAS 18001 Standardı, Çalışanların can güvenliğini ve sağlığını tehdit edebilecek risklerin belirlenmesi, kontrol altına alınması, minimim seviyeye indirilmesi ve mümkün ise ortadan kaldırılması için uygulamada bir rehber özelliği taşır.
NEDEN OHSAS 18001?
Kuruluşun İmajını Ve Rekabet Gücünü Arttırır.
Kaza Olma Riskini Azaltır
İş Gücü Kaybını Azaltır.
İSG Risklerinin İzlenmesini Ve Kontrol Altında Tutulmasını Sağlar.
Acil Durumlara (deprem, yangın, sel vb.) ve Kazalara Karşı Hazırlıklı Olmak,
İzin ve Yetki Belgelerinin Alınmasının Kolaylaştırır
Kârın ve Verimliliğin Artmasını, Maliyetlerin Azalmasını Sağlar.
Çalışanların Motivasyonunu ve Katılımını Arttırır.
İnovasyonun İSG’de Uygulanması
İnovasyonun birçok sektörde olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği anlamında da katkısı ve önemi büyüktür. İş yerinde gerekli korumayı sağlamak ve çalışanlara emniyetli bir ortam sunmak için yüksek koruma çözümleri tasarlanmaktadır. Bu ürünler her türden sektör ve iş gücü ortamında çalışan işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini koruma konusunda kararlıdır. Bunlara örnek olarak; (Kişisel Koruyucu Donanım (KKD))Toz maskeleri, Gaz maskeleri, Motorlu ve hava beslemeli sistemler, Gürültüden Koruma, İletişim Çözümleri, Göz Koruma, Koruyucu Tulumlar, İşitme Koruması vb. verilebilir.
Tüm bu sayılan ürünler kullanıcıya teknoloji desteğiyle çok fonksiyonlu koruma ve konfor sağlamaktadır. Örneğin; zararlı tozlar ve hafif sıvı sıçramaları günümüz endüstriyel iş yerinde var olan tehlikelerden bazılarıdır. Üretilen tek kullanımlık tulumlar, risk altındaki çalışanların korunmasına yardımcı olurken, serbestçe hareket etmelerini ve işlerini verimli olarak yapmalarını sağlar veya koruyucu bir maske sadece […]

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:06+03:00Cuma, Ocak 10, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|İSG ve İnovasyon için yorumlar kapalı

Patentlerimizi Korumayı Bilmiyoruz


Türkiye’de son yıllarda ağırlık verilen Ar-Ge çalışmaları sonucunda alınan patent sayısının arttığı ancak bunların korunmasında yeterli bilinç oluşmadığı için sorun yaşandığı bildirildi

Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBİLTEM) Proje ve İş Geliştirme Birim Yöneticisi Aykut Gülalanlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Patent Ofisi’nin Türkiye’deki tek temsilci ofisi olarak Türkiye genelindeki firma ve kişilere patent başvuru süreci ve patent ön araştırmalarında ücretsiz servis sağladıklarını söyledi. Patentin sahibine pazarda tekel olma, fiyat belirleme gibi imkanlar sunduğuna dikkati çeken Gülalanlar, dünyadaki çok büyük şirketlerin “Patent Savaşı” verdiğini vurguladı.

Son yıllarda patent tescillerinin artış gösterdiğini dile getiren Gülalanlar, “Ofisimizin bulunduğu İzmir’de, 2007 yılında 135 olan yerli patent sayısı küresel ekonomik krizin etkili olduğu 2008 yılı dışında düzenli artarak 223′e çıktı. Türkiye genelinde de aynı durum var. 2011 yılı sonu verilerine göre yerli patent başvurusu 4 bini aştı. Patent sayımız artıyor ama onu koruma bilincine henüz ulaşamadık. Patentlerin birçoğunun korunamadığını gözlemliyoruz. Patent almak kadar korumak da önemli. Patentin korunamaması, milyonlarca dolarlık Ar-Ge çalışmasına mal olabilir.”

Patenti korumak için ne yapmalı?

Patent sahibinin ürününü korumak için periyodik olarak pazar taraması yapması gerektiğine işaret eden Gülalanlar, şöyle devam etti:

“Size ait patentin çıktılarının kullanılıp kullanılmadığı takip edilmeli. Kullanılıyorsa hukuksal mücadele başlatılarak ürünün Türkiye’ye girişini engelleyebilir, üretimini ve satışını durdurabilirsiniz veya kar payı anlaşması yapabilirsiniz. Binlerce, milyonlarca dolarlık Ar-Ge çalışması yapsanız bile Ar-Ge ve pazarlama konusunda hiçbir çabası olmayan bir firma, sizin patent aldığınız konuyu kopyalayarak pazar payınızı veya marka değerinizi kaybettirebilir.
Ayrıca, alınan patentle aynı konuda başka bir başvurunun yapılıp yapılmadığı da kontrol edilmeli. Çünkü, patent başvuru sürecinde “Bu konuda patent başvurusu yapıldı” şeklinde veri tabanında yayın yapılıyor. Eğer 3 ay içinde itiraz gelmezse patent tescilleniyor. Bunu takip etmezseniz, sizin patentle aynı konuda bir başkası da patent alabilir ve çalışmanızın manası kalmaz.”

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:06+03:00Perşembe, Ocak 9, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Patentlerimizi Korumayı Bilmiyoruz için yorumlar kapalı

Dünden Bugüne Önemli Buluşlar ve Mucitler

Dünden Bugüne Önemli Buluşlar ve Mucitler

“Hayatı nasıl daha kolay hâle getiririz?” düşüncesiyle yola çıkan mucitler, teknoloji bayrağını hep bir adım ileriye götürdü. Bu dünyadaki Patent başvuru sayılarından da belli olmaktadır. Modern yaşamımızda ve endüstride kullandığımız, daha önce var olan teknolojilerin benzersiz bir şekilde bir araya getirilmesi ile veya mucidin bir işi daha çabuk ya da verimli yapma isteği sonucunda hatta bazen rastlantıyla ortaya çıkan birbirinden farklı binlerce buluş hayatımızı kolaylaştırmaya devam etmekte. 
İşte dünden bu güne günlük hayatımızda da çok sık kullandığımız önemli buluşların tarih ve mucitleri;
Salvino D’Armate (1452-1519) 1480 yılında ilk gözlüğü icat etti.
Johann Gutenberg (1395-1468) 1450 yılında matbaayı buldu.
John Napier (1550-1617) 1614 yılında Logaritma cetvelini buldu.
Johannes Kepler (1571-1630) 1618 yılında Güneş sisteminin yasalarını keşfetti.
Blaise Pascal (1623-1662) 1642 yılında ilk toplama makinesini icat etti.
Evangelista Torricelli (1608-1647) 1643 yılında civalı barometreyi buldu.
Otto Von Guericke (1602-1686) 1650 yılında ilk vakum pompasını icat etti.
Thomas Savery (1650-1715) 1698 yılında ilk buharlı makineyi icat etti.
Isaac Newton (1643-1727) 1704 yılında Optik adlı kitabını yayımladı.
Benjamin Fraklin (1706-1790) 1746 yılında ABD elektrik yüklerindeki artı ve eksi uçları keşfetti paratoneri buldu.
Claude Chappe (1763-1805) 1763 yılında basit telgrafı icat etti.
Lois Lenormand (1757-1837) 1783 yılında ilk paraşütü tasarladı.
Alessandro Volta (1745-1827) 1799 yılında ilk elektrik bataryasını buldu.
William Nicholson (1753-1815) 1800 yılında elektrik akımı kullanarak suyu hidrojen ve oksijen gazlarına ayrıştırdı.
Richard Trevithick (1771-1833) 1804 yılında ray üzerinde giden ilk lokomotifi icat etti.
Rene Laennec (1781-1826) 1816 yılında doktorların en çok kullandığı alet stetoskobu icat etti.
Hans Christian Oersted (1777-1851) 1820 yılında elektromanyetik akımını keşfetti.
Isaac Merritt Singer (1811-1875) 1830 yılında dikiş makinesi üretimine başladı.
Joseph Henry (1797-1878) 1831 yılında makinelere güç vererek iş yapılmasını sağlayan elektrik motorunu buldu.
Cooke ve Wheatstone 1837 yılında ilk elektrikli telgrafı icat ettiler.
James Joule (1818-1889) 1841 ısının mekanik iş ile olan ilişkisini keşfetti.
William Thomas Morton (1819-1868) 1846 yılında ameliyatlarda ilk eteri kullanmaya başladı.
Elisha Graves Otis (1811-1861) 1852 yılında asansörü icat etti.
Linus Yale (1821-1868) 1853 yılında ilk pimli kapı anahtarını icat etti.
Alfred Bernhard Nobel (1833-1896) 1865 yılında dinamiti buldu.
Christopher Latham Sholes (1819-1890) 1867 yılında gerçek anlamda ilk daktiloyu icat etti.
Guglielmo Marchese (1874-1937) 1896 yılında radyo dalgalarıyla yayını gerçekleştirdi.
Hubert Cecil Booth (1871-1955) 1901 yılında elektrikli süpürgeyi icat etti.
Arthur Korn (1870-1945) 1922 yılında faksı icat etti.

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:06+03:00Perşembe, Ocak 9, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Dünden Bugüne Önemli Buluşlar ve Mucitler için yorumlar kapalı

Nokia tüm Android’leri yasaklatmaya mı çalışıyor?

 

Nokia, HTC aleyhine Almanya da açtığı patent davası tüm Android’li telefonları kapsayabilir.

 

HTC firması yine bir patent davasını kaybetti! Almanya’da HTC’ye karşı açtığı patent davası,Nokia’nın zaferi ile sonuçlandı. Söz konusu dava, Nokia’nın akıllı telefonlar da kullanılan NFCteknolojisinin izinsiz olarak kullanımı ile ilgili.

Bildiğiniz gibi akıllı cihazlar NFC teknolojisi ile veri aktarımı yapabiliyor. İşte burada Nokia’nın NFCözelliğinin patent sahibi olması öne çıkıyor. HTC’ye karşı açtığı davayı kazanan Nokia aslında aynı teknolojiyi yaygın olarak kullanan Google/Android ekosistemine karşı da kazanmış oldu. Zira bu dava örnek gösterilererek artık tüm Android telefonlara satış yasağı getirtmek veya büyük tazminatlar elde etmek mümkün olacak.

1388625377_img20140102031700.jpg

Davanın sonucuna bakılırsa, HTC’nin One modelinin Almanya’da satışı yasaklanabilir. Ancak asıl tehlike diğer Android’li telefonlarınında  aynı akıbete uğrama ihtimali. Nokia’nın sahibi olduğu patentNFC ve Bluetooth üzerinden veri aktarımını organize eden bir protokole ait. Android’li telefon üreticileri bu teknolojiyi ‘Android Beam‘ ismiyle kendi ekosistemlerine adapte ettiler. Ancak mahkeme, Android Beam’in izinsiz kullanılan patent üzerine kurulduğunu kabul ederek Android’e büyük darbe indirmiş oldu.

1388625401_img20140102031732.jpg

Nokia İngiltere’de de HTC’ye karşı bir patent davasını kazanarak HTC Mini’nin İngiltere’de satışını yasaklatmıştı. Anlaşılan Nokia, tek tek tüm ülkelerde HTC’yi mahkum ederken, Android’litelefon üreticilerine de göz dağı vermekten geri kalmayacak…

 

 

 

&s tarafından.|2016-10-29T01:34:06+03:00Cuma, Ocak 3, 2014|Kategoriler: Duyurular, Genel, Haberler, Marka, Patent, Tasarım|Nokia tüm Android’leri yasaklatmaya mı çalışıyor? için yorumlar kapalı
Go to Top